Okullar arasındaki farklar ve öğrenciler arasındaki uçurumlar derinleşiyor

Fatoş Karahasan - Ekonomim - 14 Aralık 2024 - https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/okullar-arasindaki-farklar-ve-ogrenciler-arasindaki-ucurumlar-derinlesiyor/786201

OECD’nin yayınladığı “Bir Bakışta Eğitim 2024” başlıklı rapora göre, ülkemizde 6-14 yaş aralığındaki çocuklardaki okullaşma oranı %98,8’e yükseldi. Öte yandan sosyoekonomik açıdan avantajlı ve dezavantajlı öğrenciler arasındaki eşitsizlikler de arttı.

Türkiye, tüm eğitim kademelerinde öğrenci başına en düşük harcama yapan OECD ülkeleri arasında yer alıyor. Ülkemizde ilköğretimden yükseköğretime kadar öğrenci başına yapılan yıllık harcama ortalama 5.425 dolar, OECD ortalamasında ise bu rakam 14.209 dolar seviyesinde. GSYH’nin %4,2’si, OECD ülkelerinde ise %4,9’u eğitim kurumlarına harcanıyor.

Türkiye'de eğitim harcamaları finansmanında en yüksek pay %77 ile kamuya ait olsa da, bu oran %93 olan OECD ülkeleri ortalamasından daha düşüktür. Bununla beraber, ülkemizde ilkokul kademesinde hane halkının yaptığı eğitim harcamalarının payı ise OECD ortalamasının yaklaşık dört katına erişiyor. (Türkiye: %19, OECD: %5)

1 - EĞİTİM FIRSATLARINA ERİŞİM

Ülkemizin batısı ve doğusu arasında eğitim fırsatlarına erişimde ve okullulaşma oranlarında hala büyük farklar bulunuyor. Türkiye OECD ülkeleri arasında personel yeterliliği açısından devlet okulları ile özel okullar arasındaki farkın en büyük olduğu dördüncü ülke

Köy Okulları Değişim Ağı KODA’nın Yönetim Kurulu Başkanı Betül Selcen Özer’in paylaştığı verilere göre 2020- 2021 eğitim-öğretim yılında birleş tirilmiş sınıf uygulaması yapan yaklaşık 7 bin okulda, 128 binin üzerinde öğrenci eğ itim görüyor. Bu sayı aynı eğ itim-öğretim yılında ilkokul kademesindeki 5 milyonun üzerinde öğrencinin yüzde 2,4’üne karşılık geliyor.

Betül Selcen Özer, kırsalda görev yapan öğretmenlerin kişisel ve mesleki yetkinliklerinin çoğu zaman kırsalın ihtiyaçlarına karşılık gelmediğine dikkat çekiyor. “Eğ itim fakültesi mezunu öğretmen adaylarının ilk görev yerleri genellikle köyler oluyor. Genç öğretmenler okullarda tek başlarına, hem öğretmenlik sorumluluğunu, hem idari sorumlulukları hem de okulların temizliği, ısınması, tamiratı gibi işleri tek başlarına üstlenmek zorunda kalabiliyor. Bu durum öğretmenlerin motivasyonunu ve verdikleri eğitimin niteliğini düşürebiliyor” Mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin farklı bölgelere atamasını yaptıktan sonra da karşılaşabilecekleri zorlukları önceden tahmin edip ihtiyaçlarına kulak verecek bir yapılanma olmalı. Kişisel ve mesleki açıdan öğretmenler arası dayanışmayı güçlendiren ağlara; kamu, sivil toplum ve yerel yönetimlerin işbirliğine bu alanda da ihtiyaç var.